9 EYLÜL İZMİR'İN KURTULUŞU! 102 yıl önce bugün!
9 Eylül günü Türk tarihinde en özel günlerden biridir. Büyük Taarruz başlamış, hedef konmuştu. Hedef Akdeniz’di. O da İzmir demekti. Bir avuç arpa tayınla savaşan bir millet yedi düvele meydan okumuştu.Bugünkü cıvık siyaset ve belli bir kesimdeki yılışıklık düşünüldüğünde o dönemin asaleti daha açık ortaya çıkar!9 eylül 1922 Kurtuluş Savaşı'na son noktanın konulduğu gündür… 9 Eylül asla unutulmamalıdır!Bilginin kılıcını kuşananlar 9 Eylül kahramanlarına layık olurlar!İzleyin...https://youtu.be/EXU0oegeir8?si=y94jy3xS7yaV-XNO
8.9.2024 • 5 Protokoll, 4 Sekunden
KALPAKLI SÜVARİ! - 30 Ağustos Kutlu Olsun!
https://youtu.be/2JXTyW8gfIs
29.8.2024 • 3 Protokoll, 26 Sekunden
İyi bayramlar!
İyi bayramlar efendim,Ünlü yazar Aldous Huxley Cesur Yeni Dünya adlı kitabı hakkında Berkley Üniversitesi'nde bir konuşma yapıyor ve şöyle diyor:"Kaba güç bir süre işe yarar ama sürekli yaramaz .O nedenle er ya da geç ikna unsurlarını devreye sokmanız gerekir. İnsanların başlarına gelenleri kabullenmelerini sağlayacak unsurlar bulmalısınız. Çünkü insanların köleliklerini gerçekten sevmeleri sağlanmazsa sistemin devamı gelmez. "https://youtu.be/etNuJC6RYC4Yıllardır çile çeken bir milletiz. Bugün de inanılmaz bir ekonomik krizin en tepesindeyiz. Arsızca bize ait olanları sonuna kadar tüketen ve yok eden birileri bize sabret diyor! Trakya'da buğday üreticileri haykırıyor! Karadeniz'de çay üreticileri, fındık üreticileri sokaklarda. Her yerde emekliler, öğrenciler, öğretmenler, işçiler, çiftçiler haykırıyorken nasıl iyi bir bayram yaşanacaksa… Acaba bunca çileye rağmen bize işkenceye razı olmak mı öğretildi? Köleliğimizi severek mi bugüne geldik?Neyse yine de iyi bayramlar efendim. Hepinize tek tek selam, sevgi ve saygılarımı iletiyorum..
15.6.2024 • 1 Minute, 21 Sekunden
“Üs demek ‘Ben sana baskın yaparım’ demektir!” | BAŞIMIZ SAĞ OLSUN!
Atatürk'ün Arap Politikası - "Türk ile Arap'ı İngiliz Düşman Etti!"
Atatürk'ün Arap Politikası...Tamamını İzleyin...Youtube: https://youtu.be/3I2lBixHFPwOnu her an anıyoruz, ama bugün kalbimiz daha fazla kanıyor. Bu nasıl bir aşk ki gün geçtikçe çoğalıyor. Ve tüm milleti birleştiren bir çığ gibi büyüyor. Düşmanlarını delirten bu olmalı. Dört bir yanımız ateş ve emperyalizm tıpkı onun yüzyılında olduğu gibi her yanı kana boyuyor. Filistinli 75 yıldır kan kaybediyor ve bir kez daha soykırıma uğruyor. Bazı aklıevvellerin etrafı saran yorumlarına cevap olsun diye Mustafa Kemal Atatürk'ün Arap politikasını dikkatinize sunmak istedim...“TÜRK’LE ARAP’I İNGİLİZ DÜŞMAN ETTİ”Bu cümle Attila İlhan’a ait. 1979 yılında yazdığı bir makalesinin başlığı. Ben tam da bugünlerde bu makaleyi Atatürk’ten alıntılarla özetlemek istiyorum.Mustafa Kemal Paşa'nın Arap politikası onların bağımsızlıklarını kazanması ve daha sonra bağımsız Arap devletleri ile emperyalizme karşı bir bütün olması şeklinde özetlenebilir.Atatürk'ün stratejisi emperyalizmin hedefindeki tüm bu coğrafyada birlik ve beraberliğin sağlanmasıdır.Onun önceliği her zaman bölge çıkarları için karar verebilecek aklı öne çıkarmaktır.Ruhun şad olsun paşam!Banu AVAR10 Kasım 2023
10.11.2023 • 7 Protokoll
Babam Bahattin Avar... Ruhun Şad Olsun...
BABAM RUHUN ŞAD OLSUN…
Youtube: https://youtu.be/7z_63vNqo3k
Babam Mehmet Bahattin Avar, Cumhuriyetin ilk yıllarında Himaye-i Etfal Cemiyeti’nde beden eğitimi öğretmeni ve çocuk bahçeleri sorumlusu olarak çalışmış. Bu bahçeleri kazma kürekle inşa etmekten, atlıkarıncalarını eliyle yapmaya kadar, folklor gruplarından, gösteri grupları oluşturmak ve tören hazırlamaya kadar büyük emek sarf etmiş.
1975 yılında sonlanan yaşamının her dönemini çocuklara adamış. 60 yaşında bir kez daha baba olmuş.
20 yaşındaydım onu kaybettiğimde. Ekimin 15’inde…
O kısacık zamanda bana ne çok şey kattığını yeni fark ediyorum.
En sık aklıma gelen anılardan birini paylaşayım. Uzun yürüyüşlere çıkardık. Yakacık tepelerinden Marmara denizine, adalara tepeden bakardık. Babam yol boyu gördüğümüz birçok hayvan ve bitkiyle ilgili bana hikâyeler anlatırdı. Bir gün telaşlı bir karınca topluluğunun yanına çömeldi. ‘Bak’ dedi. ‘İzle, nasıl yardımlaşıyorlar…’
Bir toprak tümseğindeki inanılmaz faaliyete bakakalıyorum… Sesi kulaklarımda gözlerimi hiç ayırmıyorum: “Dünya var olduğundan beri karıncalar bir arada yardımlaşarak ve birbirlerini tamamlayarak yaşarlar, onlar için ‘ben’ yok, ‘biz’ var’ diyor.
İşçi karıncalar, avcı karıncalar, temizlikçi karıncalar, anne karıncalar var. Hepsi kendiişlerini mükemmel yapıyor ve birbirleriyle yardımlaşarak yaşıyorlar.”
O gece rüyamda çalışkan karıncaları dans edip halay çekerken görüyorum. -İşleri bitmiş olmalı- diye düşünüyorum.
Ah babam, çok özel bir zamanın yolcularıydınız sizler… Çanakkale madalyası takmış, kurtuluş için savaşmış, cumhuriyetin ilk yıllarında kendini çocuklara adamış; bilimde, sanatta sınır tanımayan bir kuşağın temsilcileriydiniz.
Ruhun şad olsun.
Sana layık olmaya çalışıyorum.
Banu AVAR, 15 Ekim 2023
15.10.2023 • 3 Protokoll
İNGİLİZ PRENS EDWARD , Kabataş Lisesi'ni Neden Ziyaret Etti?!
"GÜN ZAFER GÜNÜDÜR!" 30 Ağustos Zafer Bayramı Kutlu Olsun!
Mustafa Kemal ATATÜRK savaştan 2 yıl sonra Dumlupınar’ı ziyaret etti. 1924 yılı 30 Ağustos günü, Dumlupınar’da bir buçuk saat süren, çok duygulu bir konuşma yaptı.Metin Aydoğan bu söylevi analiz etmiş ve özetlemiştir. Derki: “Atatürk’ün Başkomutanlık Savaşı’nın geçtiği alanda söylediği sözler, yalnızca savaşa ait duyguların dile getirilmesi değil, onunla birlikte tarihe aktarılan kalıcı bir belgedir. Bu söylevle, Türk ulusuna ve gelecek kuşaklara olduğu kadar, dünyanın ezilen uluslarına seslenmiş, onları “dünyanın despotlarına” karşı bağımsızlık ve özgürlük savaşına çağırmıştır.”Bugün Metin Aydoğan’ı hasretle yâd ederken Atatürk’ün 1924 30 Ağustos söylevini onun özetinden size aktarmak istedim.
Dinleyin:https://youtu.be/nIYfkXDBRZE
29.8.2023 • 8 Protokoll, 17 Sekunden
KIBRIS BARIŞ HAREKATI ve BUGÜN! - 20 Temmuz 1974
KIBRIS BARIŞ HAREKATI ve BUGÜN! - 20 Temmuz 1974
Neredeyse yarım asır geçti üzerinden, yıl 1974 Türkiye Kıbrıs’taki katliama dur dedi. Adaya asker çıkardı. Harekâttan önce başkent Lefkoşa ortasından ikiye bölünmüştü. Magosa ve kırsal alanlardaki Türkler tam anlamıyla kuşatma ve tecrit altında yaşıyordu. Seyahat EDEMİYORLARDI. Ticaret ve üretim Rumların kontrolündeydi. Büyük yoksulluk ve yokluk içindeydiler. Baskınlar, suikastlar, adam kaçırmalar, dayak, şiddet, işkence ‘ADİ VAKA’ SAYILIYORDU.Batılı devletler, 300 yıllık Osmanlı idaresinin ardından Kıbrıs’ın bir Rum adası olması için büyük gayret gösterdiler. Amerikan Başkanı Roosevelt, bu adayı elinde bulunduran gücün, Ortadoğu Kafkaslar ve Balkanları kontrol edeceğini söylemişti.YILLAR SONRA BİR BAŞKA AMERİKAN BAŞKANI BUSH “ORTADOĞUNUN ANAHTARI KIBRIS’TADIR” DEMİŞTİ.Avrupa Birliği Belgelerinde tek bir Cumhuriyetin adı geçmekteydi: Kıbrıs Cumhuriyeti! Adayı Rumlar temsil edecekti.Adanın yarısı Avrupa Birliği Hukuku ihlal edilerek Birliğe alınmış ve bir bütün olarak kabul edilmişti. “Sınırlar Arasında” belgeselini yaparken çeşitli ülkelerin en üst düzey yetkililerine aynı soruyu sormuş hep aynı sessizlikle karşılaşmıştım.“Avrupa Birliği Yasalarına göre problemli ülkeler birliğe kabul edilemez ama Kıbrıs’ta bu böyle olmadı. Sorunları olan iki toplumlu bir adanın bir tarafı birliğe kabul edildi. Bu AB Yasalarının ihlali anlamı taşımıyor mu?” diye soruyordum.Onlar da “evet hımmmm iç sorunlar var…” diyorlardı. Konuşma bitiyordu.İç sorunu yaratan kendileriydi. İç sorun yaratmak için elinden geleni yapan Karen Fogları, Desotoları ananları nasıl unuturuz!Yakın tarih, Kıbrıs’ta nasıl bir kumpas kurulduğunun örnekleriyle dolu!1960’ta tarihin ilk bağımsız ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’ kuruldu. Kurulduktan sadece 3 yıl sonra Cumhurbaşkanı Makarios, Türkleri ‘azınlık’ durumuna düşüren teklifi hazırladı.Kendi devletinin anayasa mahkemesini yok sayarak Türklerin alınmadığı bir parlamento oturumunda teklifi onaylattı.Birleşmiş Milletler, Rum yönetimini ödüllendirerek Kıbrıs’ın meşru hükümeti olarak tanıdığını açıkladı.Türklere ölümlerden ölüm beğen politikası 1974’e kadar sürdü. Türkiye adadaki katliama müdahale etti. Rauf Denktaş sık sık şu cümleyi tekrarlardı: BATI ‘Barış Harekâtı’nı AFFETMEDİ!Tıpkı Kurtuluş Savaşı’nı unutamadıkları gibi!15 Kasım 1983’de, KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ kuruldu. Ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi bu devleti ayrılıkçı bir hareket olarak tanımladı!
20.7.2023 • 6 Protokoll, 39 Sekunden
Son Nato Zirvesi ve Montrö! - Türkiye bir kez daha masada kaybetti!
Son NATO Zirvesi ve Montrö! Türkiye bir kez daha masada kaybetti!
Batılı devlet başkanları ve NATO Genel Sekreterinin aşırı laubali tavırları ve dalga geçen bakışları, ortada sahipsiz dolaşan Zelenski huzurunda Erdoğan İsveç’in NATO üyeliğine yani Rusya’nın kuşatılmasındaki bir halkaya daha “he” dedirtildi ve zirvenin üzerinden sadece 1 gün geçtikten sonra arkasından dil çıkaranlara baka kaldı. NATO zirvesi kapanışından bir gün sonra İsveç Yüksek Mahkemesi Türkiye'nin iadesini istediği iki teröriste sahip çıktı. Sınır dışı edilmelerini engelleyen bir karar açıkladı. Resmen Türkiye’yle dalga geçti!Türkiye, NATO Vilnius zirvesinde son yıllarda sürdürdüğü denge politikasına son verdiğini dosta düşmana ilan etti. Rusya ile Batı arasındaki denge politikasını bırakmış U dönüş yapmıştı. PKK ve NATO destekçisi Batı dünyasının arkasında yer aldığını açıklamış oldu. Ya da Cem Gürdeniz amiralin dediği gibi “TÜRKİYE'NİN MALİ KRİZİ ÖNLEMEK için JEOPOLİTİK SERVETİNİ KULLANMA YOLUNU SEÇTİ”. Montrö’nün 87. Yıldönümünde durum bu!
Youtube'dan İzleyin:https://youtu.be/tmR3NWvHqG4
19.7.2023 • 6 Protokoll, 3 Sekunden
#41 - “Ulusumu esir edenlerin amansız düşmanıyım!”
Herkes bilsin ki Kemalizm,Tanzimatçılığın anti–tezidir. Yani Kemalizm Batıcılığın antitezidir!
Kendisini Atatürkçü olarak tanımlamasına karşın Avrupa Birliği’ni savunan ve ona katılmak için egemenlik haklarından, ulusal bağımsızlıktan ödün verilebileceğini söyleyenler, Atatürk’ün şu satırlarını bir daha düşünsünler!
“Milletimin ve ülkemin yararları gereği, tüm insanlığı oluşturan uluslardan her biriyle, uygarlık gereği dostluğa dayalı ilişkilere büyük değer veririm. Ancak, benim ulusumu tutsak etmek isteyen herhangi bir ulusun, bu isteğinden vazgeçinceye kadar amansız düşmanıyım”.
29.3.2021 • 11 Protokoll, 56 Sekunden
#38 - 18 Mart ve Milli Ruh
İlk paylaşım savaşı… 1914 kasım ayında Çanakkale’ye dayanmış İngiliz Fransız donanması…
Osmanlı Almanya’yla aynı kanatta.. Alman komutanlar Osmanlı ordusunda..
Çanakkale cephesi komutanı Alman Liman Von Sanders Paşa !
18 Martta 16 gemilik düşman filosu Boğazda ilerlemeye başlıyor.. Küçücük bir mayın gemisinin marifetiyle döşenen mayınlara çarpan üç düşman gemisi batıyor.. Top ateşi ile üç gemi daha haklanıyor. Ve düşman çekiliyor… Tüm bunlar 7-8 saat içinde oluyor..
Çanakkale geçilemiyor…
Yarbay Mustafa Kemal, tarihe ‘mucize’ olarak geçecek bir savunmaya imza attı. 33 yaşındaydı. Kendi kararlarıyla savaştı. MİLLİ ruh onun yanındaydı. 8,5 ay boyunca bir gün bile dinlenmeden hem dışardan hem içerden kuşatılmış bir ülkeye ZAFERİ tattırdı. Yedi düvelin ‘Mucize’ diye adlandırdığı şey aslında MİLLİ RUHTU! Mustafa Kemal o ruhu şöyle anlatmıştı: ‘Karşı siperler arasında mesafe 8 metre, yani ölüm muhakkak… ki muhakkak. Birinci siperdekiler hiçbiri kurtulmamacasına tümüyle düşüyor, ikincidekiler onların yerine gidiyor. Öleni görüyor, üç dakikaya kadar öleceğini biliyor, en ufak bir tereddüt bile göstermiyor. Okuma bilenler ellerinde Kuranı Kerim cennete girmeye hazırlanıyorlar. Bilmeyenler Kelime-i Şehadet çekerek yürüyorlar.. Çanakkale muharebesini kazandıran bu yüksek ruhtur!’
17.3.2021 • 6 Protokoll, 52 Sekunden
#36 - Tıbbiyeli Hikmet! - Tıp Bayramı Özel
14 mart Tıp Bayramı ilk kez Kurtuluş Savaşı'nın ortasında, 1919’da, işgal altındaki İstanbul'da tıp öğrencileri tarafından kutlandı. Bu bir kutlama değil bir isyandı!
O öğrenciler arasında biri vardı. Çok özel bir öğrenci. Adı Hikmet’ti. Soyadı Boran. Hani ünlü Orhan Boran’ın babası olan Tıbbiyeli Hikmet adıyla maruf Hikmet Boran.
1901’de doğmuştu.Dünya en keskin dönemecini yaşıyordu.1945’te dünyanın en keskin 2.dönemecinde ölmüştü. Bir paylaşım savaşının ortasında büyümüş, 2. Paylaşım Savaşı sonunda ölmüştü. ..Bir tıp talebesiydi. 14 mart 1919’da İstanbul işgal altındayken ve gece gündüz vatanseverler düşman askerleri tarafından ‘avlanırken’, bir grup arkadaşıyla, fakülte binasına koca bir Türk bayrağı asmıştı. O bir öğrenci lideriydi ve henüz 18 yaşındayken, Sivas Kongresi'ne davet edilmişti. Vatan topraklarının kurtarılması için KONGRELER/ŞURALAR düzenlenmesi kararı alınmıştı ve Tıbbiyeli Hikmet 1919’da yurdun dört bir yanından gelen, 38 delegeden biri olarak tarihe geçti. Bu süreç BUGÜN için hayati önemdedir. Tıbbiyeli Hikmet'i anlamak da yol göstericidir.
Tıbbiyeli Hikmet kısacık hayatı boyunca durup dinlenmeden vatan için çalıştı. Vatan için de öldü. 44 yaşındaydı. Sarıkamış’taydı. Karda mahsur kalan Mehmetçiklere ulaşmaya çalışmış, ciğerleri soğuğa dayanmamış, vereme yakalanmıştı. Ne yazık ki kurtarılamadı... O Atatürk’ün anlattığı Türk gençliğinin anıtıydı. 14 Mart Tıp Bayramları balo salonlarında değil, onun yaptığı gibi düşmana bayrak dikerek kutlanmalı!
Tüm doktorlarımızın sağlık çalışanlarının Tıp Bayramı'nı kutluyoruz. Ben şahsen o kadar özel doktorlarla hemşirelerle hasta bakıcılarla karşılaştım öyle yardımlar aldım ki içim minnetle dolu. Annem yıllarca Yakacık Sanatoryumu idaresinde çalıştı. Çocukluğum hastane koridorlarında geçti. Yaşamım boyunca Tıbbiyeli Hikmet ruhunu yaşatan birçok doktorla karşılaştım. Onlara selam olsun. Onları asla unutmayacağım!
13.3.2021 • 5 Protokoll, 32 Sekunden
#35 - Biden'ın Elçisi Papa ve Pulu
Papa Françis 5 Mart'ta bir Cuma günü Irak’a ayak bastı. Irak’ta ne işi vardı diye soruyorsunuz. Papa bu! Vatikan'ın yani dünyanın en karmaşık en zengin dini şirketinin başı. Ayrıca Amerika'nın Kennedy'den sonra tarihteki 2.Katolik başkanı Biden’ın dini elçisi.
Biden papaya ne diyor? : Umudun simgesi! Bunun tercümesi : Ortadoğu'yu parça pinçik etmek için atanan dini görevli. Biden koltuğuna oturur oturmaz hatırlayın ne demişti? "Savaşlardan ziyade hedef coğrafyaya demokratik müdahale!" İşte Barzani'nin bastırdığı hatıra pulu ve parçalanmış Türkiye haritası üzerindeki papa profili bunların simgesi. Biden’ın umudu tam da bu! Barzani ile barışmış bir YPG-PKK yönetimi ve 4 ülkeden koparılmış parçalardan oluşan Büyük Kürdistan!